Gönülden Nağmeler

Gönülden Nağmeler
Gamzelendi yine gönül devası ah'tır,
Gönlü mahzun olanın dostu Allah'tır. (Şems-i Tebrizî)

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Haberler.com'da Gözden Kaçanlar-2

Evet, Türkiye'nin en çok tıklanan haber sitelerinden olan www.haberler.com'da editörlerin gözünden kaçan kısımları vurgulamaya devam ediyoruz. Buyurun ;




                                        Kaynak : duzeltiyorum.blogspot.com

Akşam'ın İnternet Sitesinde Gözden Kaçanlar (duzeltiyorum.blogspot.com)

Geçenlerde, Akşam gazetesinin internet sitesinde haberlere bakıyordum. Bir yandan da bloğum için site editörlerinin gözünden kaçan noktalara dikkat ederken, meşhur "Polat Alemdar"ımızın birdenbire site manşetinde "Murat" oluverdiğini gördüm. Ayrıca başka bir haberde de özel isim olan Mısır'a gelen ekin ayrılmadığı dikkatimi çekti, sanki cins isim olan mısır gibi; hani şu közde ayrı lezzetli, haşlaması ayrı lezzetli olan mısır var ya o işte :) Ve son olarak yabancı kökenli bir kelimenin manşette yanlış yazımı, lütfen vatandaşlarımıza ve özellikle çocuklarımıza dil kullanımı konusunda doğru örnek olalım. Buyurun, söylediklerimizin fotoğrafları :





                                                                Kaynak : duzeltiyorum.blogspot.com


22 Ağustos 2013 Perşembe

Haberler.com'da Gözden Kaçanlar ("duzeltiyorum.blogspot.com" Adlı Bloğumdan İlk Yayınım)

İlk yayınımı Google'da "haberler" yazdığınızda ilk sırada çıkan www.haberler.com adresi üzerine yapıyorum. Bloğumuz hakkında notta da belirttim, yine belirteyim; bu yayınlar kesinlikle kötü bir niyetle hazırlanmamaktadır, sadece sorumlu kişileri, daha çok dikkate sevk etmek ve doğru dil kullanımına teşvik etmek amacıyla hazırlanmaktadır. Buyurun, site editörlerinin gözünden kaçmış olan hatalar (Fotoğrafları büyük olarak görmek için üzerine tıklayınız) :




Biraz daha dikkat lütfen. Site, genel anlamda gerçekten çok kaliteli ve hata oranı az olan bir site. Kaynak: http://duzeltiyorum.blogspot.com/

8 Ağustos 2013 Perşembe

Ramazan Bayramı ve Hatırlanması Gerekenler

Bir Ramazan Bayramı'na daha ulaştık hamdolsun. Hepimizin bayramı bayram ola inşaallah. Mübarek Ramazanla manevi kirlerinden arınan gönüllerin sevinç içinde kucaklaşma günü bugün. Evet bayram kucaklaşma günü, bayram küslerin barışma günü, kimsesizlerin, yetimlerin yüzünün güldürülmesinin gerektiği ulvî bir yardımlaşma günü. Hayatımıza, insani ilişkilerimize yeni bir boyut kazandırma, her şey adına tertemiz sayfalar açıp yeniden ve manevi anlamda yenilenerek hayat yoluna daha doğru devam etmeye karar verme ve bu kararı uygulamaya geçirme günü. Aslında idrak ettiğimiz her bayramda; iyilikte, doğrulukta, maneviyatta bir önceki bayrama nazaran daha da ileri buudlara ulaşmaya çalışmalı ve yeniden iç dünyamıza yönelip duygu ve düşüncelerimizi Allah(c.c.) ve Resülü, Gönüller Sultanı Hz. Muhammed(s.a.v) eksenli tazelemeliyiz. Zira Güzeller Güzeli Efendimiz, mü'minlerin yaşadığı günlerin muhasebesini yapmalarını ve günden güne daha da iyiye yönelmelerini teşvik etmiş ve "İki günü aynı olan ziyan etti." buyurmuştur. Evet sevgili kardeşlerim, ne yazık ki ahir zamanın dağdağalı günlerine kapılıp şayet geçirdiğimiz her bir günün muhasebesini yapamıyorsak, hiç değilse bayram gecelerinde oturup, başımızı ellerimiz arasına alıp düşünelim: "Nasıl bir yolda ilerliyoruz, hayır hasenat adına defterimize neler yazdırabildik, iyiye doğruya yönelme adına geçen bayramdan bu bayrama ne adımlar attık?". Bayram gecelerinde diyorum çünkü bu tarz bir muhasebe insanı deruni bir sessizliğe ve içe yönelişe sevk eder, bayram günleri ise neşe, sevinç ve kucaklaşma günüdür. Gündüzleri etrafımıza neşe, sevinç nağmeleri duyuralım, dargın gönülleri yeniden mamur eyleyelim, hoşnut edelim. Allah katında çok mübarek ve değerli olan, ihya etmemiz gereken bayram gecelerinde de ibadetimizin bir kısmında Rabbimize yönelişimiz adına ve Sünnet-i Seniyye'ye ittiba etmek anlamında neredeyiz, nelerimiz eksik, neler yapmalıyız bunları tefekkür edelim.

Ramazan Bayramı'nın mü'minler arasında çok önemli bir yeri de; bugün, her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, bir ay boyunca tutulan tüm oruçların toplu bir iftar sevincini ifade etmesidir. Bir ay boyunca orucun ve dolayısıyla Ramazan'ın manevi füyuzatıyla gönlünü yıkayıp, tertemiz eden mü'minin, sabır imtihanını geçerek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini yaşadığı gündür Ramazan Bayramı.

Ve hiç aklımızdan çıkarmamız gereken bir şey de, şu anda zülum altında olan, zalimlerin eli altında inim inim inleyip feryat eden, hakkı hukuku çiğnenen tüm dünyadaki ve hususan belirli bölgelerdeki müslüman kardeşlerimizin kurtuluşu için ve feraha kavuşmaları için bu güzel günleri de bir fırsat addederek dua dua, her şeyin sahibi olan Yüce Allah'a, Rabbimize yakarmaktır.

Son olarak sözü, Söz Sultanı'na havale edelim ve bakalım başımızın tacı Efendimiz(S.a.v), o güzellerden güzel beyanıyla bayram hakkında neler buyurmuş:
  • "Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme içme günleridir"(Ebu Davud,Savm:50; Tirmizi, Savm:59; Nesai, Menasik:195)
  •  Her vesile ile bizleri ibadete ve ahiret amellerine teşvik buyuran Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, yılın iki bayram gecesinde kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederlerdi. Bu gecelerde uyanık bulunmanın, kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirirlerdi. Bunu bir hadis-i şeriflerinde şöyle ifade etmişlerdi: "Sevabını Allah'tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez."(İbni Mâce, Sıyam:67)
  • Sa'd bin Evs el-Ensârî anlatıyor: Resulullah Sallal-lahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur.

    Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: "Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.

    Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
    "Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.
    " (el-Tergîb ve't-Terhîb Trc. 2:332)
  •  Ebû Hüreyre anlatıyor: Resulullah Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur: “Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz.”(el-Tergîb ve't-Terhîb Trc. 2:332)

27 Haziran 2013 Perşembe

Uzun Bir Ara...

Evet, uzun bir aradan sonra tekrar bloguma döndüm ve yazmaya başlayacağım inşaallah. Bu arada askere gittim, geldim, evlendim barklandım ama çoluk çocuğa henüz karışmadım. Gerçi öğretmenlik mesleğimden ötürü hep onlarla karışmış durumdayım da neyse :) Bugüne kadar blogumuzda sadece yazmış olduğum şiirleri yayınlıyordum fakat bundan sonra farklı farklı konularda her türde yazı gelebilir, blog yazma isteğim bu aralar beni kamçılamaya başladı bakalım ne kadar sürecek :) Umarım bu sefer dikiş tutturabilirim... :) Bu sözlerimle özdisiplinime karşı güvenimin az oluşunu açığa vurdum sanırım ama olsun sorun yok önemli olan dürüst olmaktır bence. :) Bundan sonra yazılarımızda şayet yazabilirsem görüşmek ümidiyle. Vesselam...

8 Kasım 2012 Perşembe

...

Sitemlerim gönülden taşar bu gece,
Demek sevip sabretmek hataymış sence,
Erkek dediğin vurmalıymış kalleşçe,
İşte o dem binermişsin kıymete...

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Lügatinde vefanın manası ne,
Seven daha ne vermeli sevdiğine,
Zor gününde sırt dönersen seni sevene,
Kaybeden sen olursun, yaz bunu defterine...

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Sevenin de sabrı var unutma bunu,
Zorlama şansını, şaşırma yolu,
Kötüye gidiyor bilesin bu işin sonu,
Yaktırma gemileri, bırak zorluğu...

                                                              Pürkusur

Sitem

Sevgiye vefan bu kadar mı senin,
Hiç mi kıymet bilmez, değer bilmezsin,
İnanmak istemiyorum bunu yapan sen misin,
Vefasız yâr öldün mü de çıkmıyor sesin?

Söyle hatırı yok muydu yaşanan onca şeyin,
Madem seviyorsun neden susar dilin,
Bağrım yanıyor her gece ağlarım için için,
Vefasız yâr öldün mü de çıkmıyor sesin?

Gönlümü ben sana saray yapmıştım,
Aşkınla yıllarca nasıl yanmıştım,
Her cefana "aşk" deyip dayanmıştım,
Vefasız yâr öldün mü de çıkmıyor sesin?
                                                                Pürkusur
 

...

İçimi yakan bir şeyler var bu gece
Sitemlerimi okuyor kırık gönlüm hece hece
Yakışıyor mu sana böyle terk etmek sinsice
Her şey iyi mi olacak sanıyorsun yoksa böyle gidince...
                                                                                     Pürkusur
 

7 Mart 2012 Çarşamba

YÂR’E…

Fark etmedin mi yokluğunda her geçen gün nasıl öldüğümü

Anlayamadın mı ey yâr! Seni ne kadar çok sevdiğimi

Derdin dağ oldu, yıkıldı üzerime, bulamadım kendimi

İnan bu ettiğin aşığına zulmün ta kendisi

Mümkün olsa yarıp göstersem kalbimde sana olan sevgimi

Etme Yâr! Yeter bu kadar ayrılık, zira gönlüm artık pek müşteki.



Uçurumun kenarındayım sanki, sensiz ve kimsesiz

Gel, çek kurtar beni, yoksa öleceğim şüphesiz

Usul usul sar beni sevginle, sorgusuz sualsiz

Resimler hasretini dindirmede inan artık çok yetersiz…
                                                                                                         Pürkusur

6 Şubat 2012 Pazartesi

Huzur

Hep bu soruyu sorarız birbirimize,
Huzur nerede?
Sahi huzur nerede ey dost?
Ya da aslında huzur ne sence?
Çok paranın olması mı?
Yoksa her işinin rast gitmesi mi?
Hiç kaybetmemek mi huzur?
Huzur nedir dostum, nerede bulunur?

Sevdiceğinin kollarında uyumak mıdır?
Ya da her doğan güne ve batan güneşe onunla bakmak mı?
Aslında huzur neyi aradığına bağlı değil midir?

Senin için dünyalıksa huzur, hiç boşuna bekleme,
Çünkü hiçbir zaman tamamıyla senin olmayacak.
Şu kısa ömrün dünyayı heybesine sığdıramayacak.
Bir dağ kadar olacak sahip oldukların,
Nefsin bir dağ kadar daha isteyecek, DOYMAYACAK.
Durmayacak, dinlenmeyecek, sende rahat koymayacak.
Ve unutma dostum! Bu dünya kimseye kalmadığı gibi,
Sana da KALMAYACAK...

O zaman huzur nerede dostum?
Huzur, ancak ve ancak
Ezelî ve Ebedî olanda ey dost...
Yani her şeyin, tüm güzelliklerin yaratıcısı Yüce Allah'ta...
Boşuna dememişler: "Allah ile olduktan sonra ömür de hoştur, ölüm de hoştur..."
Haydi o zaman dostum!
Ömür heybeni O'nun yolunda iyiliklerle doldur!
Yetimin başını okşa, yoksulun karnını doyur...
Ve sadece sev dostum, sadece sev!
Yaradılanı Yaradan'dan ötürü sev...
İşte budur HUZUR...
                                                                                                                     Mücahid Aslan

23 Aralık 2011 Cuma

Şems'ten Şualar

Arza hacet yok halim sana ayandır.
Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır.
Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır.
Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır.
-----------------------------------------------------------
Belaların, nerden geldiğini bilmemek, belaların en büyüğüdür.
-----------------------------------------------------------
Kötü bir şey yaptığında insanların öğrenmesini istemiyorsan, o zaman o kötülükte iyi bir şey vardır. İyi bir şey yaptığında insanların öğrenmesini istiyorsan, o işte bir kötülük vardır.
----------------------------------------------------------
Cehalet, seni senden almayan ilimden yüz kat daha iyidir.
----------------------------------------------------------
Aklın kimyası ile Aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihlenir.
Halbuki AŞK öylemi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, ko gitsin!"
Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!

----------------------------------------------------------
Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur...
----------------------------------------------------------
Başına ne gelirse gelsin, Karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda görmesen de dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.
Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir...

                                                            Şems-i Tebrizî(Kaddesallahu sırrahulaziz)
                                                                                    Derleme: Mücahid Aslan

16 Aralık 2011 Cuma

O'na Âşık

Sana âşık bir gönül emrine âmâdedir,
Aşkınla yanan gönül, ateşten âzâdedir...
                                                   Mücahid Aslan

Efendim

Gel de derdime dermanım ol Efendim,
Gözümde nur, gönlümde huzur Efendim.

Gönül zirveme otağın kur Efendim,
Gözümde nur, gönlümde huzur Efendim...
                                                Mücahid Aslan

Ahir Zamanda İman

Ahir zaman gerçekten mü'min için çok zormuş,
İman gönüllerde nur, elde yakan bir kormuş...
                                                         Mücahid Aslan

İman

İman, iman sen ne güzel şeymişsin,
Dertlinin derdine en güzel merhemmişsin...
                                                    Mücahid Aslan

İman

Kimseler sormaz derdim,
Bilmem ki nerdedir benim hemderdim?
Derdime hiç çare yok derdim,
Seni buldum ey iman, kalmadı derdim...
                                          Mücahid Aslan

6 Aralık 2011 Salı

Sır

Sen ona yanarsın o başkasına,
Dersin,hiç bakmaz mı ki etrafına,
Bak dostum bir sır vereyim sana,
İyisi mi sen bu aşka hiç inanma...
                                    PüRKuSuR...

...

                                                                                  (Zaman her şeyin ilacı...)
...
Kalmadı artık gönlümün bu sevdaya inancı,
Anladım, Allah aşkından gayrı her aşk yalancı,
Sevdiklerin bile gün gelir olur bir yabancı,
Unutma ey kırgın gönül!

Herkes bu dünyada sadece bir kiracı...
Not: Yeni şiirimden düzenlenmemiş, gönle estiği gibi yazıya dökülen bir parça... PüRKuSuR...

2 Aralık 2011 Cuma

Yâr'e Mektup

Ey yâr, yine sensizliğin pençesinde kıvranırken bu yüreğim,
Gözlerimde iki damla yaş, anıyorum geçmişi yorgun gözlerle...
Oysa ben seni ne çok severdim,
Söyle sevgili, hiç mi hatırı yoktu bu büyük sevgimin,
Sana hiç çekinmeden verdiğim bu yüreğimin,
Hiç mi önemi yoktu senin için...

Ben şimdi yıkık, viraneye dönmüş, ümitleri, umutları yağmalanmış bir çaresizim,
Gitmek istiyorum sadece,
Tıpkı ağabeylerim gibi, tüm dünyamı bir bavulun içine sığdırıp,
Uzak diyarlara gitmek istiyorum...

Bugün yine aslında her ânımda olduğu gibi andım seni,
Seni yine ne kadar çok özlediğimi anladım,
Tenim yanarken aşkınla, küle döndüm yine bu gece,
Ve son söylediklerin geldi aklıma küle dönerken,
O söylediklerinde bir anda savurdun küllerimi en coşkun ırmakların derin sularına,
Ve yine anladım ki ben vâkıf olamamışım aslında hiçbir zaman aşkın akıl almaz sırlarına...

Hadi al artık beni gönlünün saraylarına,
Gönlünün saraylarında merhem ol, gönlümün nasırlarına...
                                                                                                                      Pürkusur...

22 Ekim 2011 Cumartesi

ŞEHİTLERİMİZE YÜCE RABBİMİZDEN RAHMET DİLİYORUZ. VE ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİNE SABR-I CEMİL NİYAZ EDİYORUZ...

MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN...

KAHROLSUN TERÖR...
MASUM ANADOLU EVLATLARININ CANINA KASTEDEN BU HAİNLERİ DE CENAB-I HAKK'IN "KAHHAR" İSMİNE HAVALE EDİYORUZ...
                                                                                                                              Mücahid ASLAN

16 Ekim 2011 Pazar

Son Karar

Kim sevdi seni benim kadar,
Hangi aşk beni böyle yakar,
Gözlerim her yerde seni arar.
Söyle kollarım şimdi kimi sarar,

Artık bu aşkta verilmiş son karar,
Ayrılığa sitem etmek neye yarar.

İçimde kor alevler yandıkça yanar,
Yüreğimde saklı sevdan, seni andıkça kanar,
Güzel yüzün gören hak yoldan sapar,
Söyle bu zulmü, ezayı kim kime yapar.

Artık bu aşkta verilmiş son karar,
Ayrılığa sitem etmek neye yarar.

Aşkın, her gün acıma bin acı katar,
Ben “yandım” dedikçe, o uzaktan bakar,
Söyle hangi sevda bu kadar yakar,
Ah çektikçe artar, yandıkça yanar.

Artık bu aşkta verilmiş son karar,
Ayrılığa sitem etmek neye yarar…
                                 
                                      PüRKuSuR

22 Nisan 2011 Cuma

Esintiler...

Hey Yiğidim!
Öyle bir gelişin vardı ki dillere destan.
Sen gelmezden evvel kalmamıştı dizlerde derman.
Müslüman feryat ederdi; "El-Eman"...
Dağıttın zulmetleri işte güldü o zaman müslüman...

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Hey Yiğidim, ne de güzel gönlün!
Dünya getirdiğin iman soluklarıyla ayrı bir cennet oldu.
Yiğidim gözün aydın olsun gözün!
Bak dünya sen misal yiğitlerle doldu...

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Acele edin dostlar, yetişin siz de bu bayrama,
Her yanda hakikat çiçekleri yayılıyor(neşroluyor) ecrama,
Bak gülüyor toprak, tebessüm ediyor sema,
Şu gökçek yüzlü yiğitlere bin canlar feda...

                                                                   Mücahid Aslan

Gel Artık Ey Nebi!...&...Gönlümün Gülü...

                                  (Hasretiyle yandığımız Gül kokulu Nebi'ye...)

Sen gönlümün solmayan gülüsün,
Gel de Ya Nebi artık yüzüm gülsün.
Gönül gözlerim, seninle görsün,
Gel de Ya Nebi, o gül kokun haneme süzülsün...

Sensiz acizdir biçare gönül,
Gel artık Ey Nebi gönlüme dökül.
Sen ki mü'minlerin gönlünde solmayan gül,
Gel artık Ey Nebi rüyama süzül...
                                                                   Mücahid Aslan